Akkuyu inşaatının durdurulmasına verilen ret kararının bozulması için temyize gidildi.
Akkuyu Nükleer Santrali‘nin ‘Hukuken geçerli bir ÇED raporu olmaksızın süren inşaatının durdurulması’ için Doğu Akdeniz Çevre Dernekleri tarafından açılan davada verilen ‘ret’ kararının bozulması için Danıştay‘da temyize gidildi.
Mülkiyetinin ve yönetiminin Rusya’ya bağlı şirket Rosatom‘a ait olması planlanan Akkuyu nükleer projesine karşı olduklarını bildiren çevre derneklerinin gönüllü avukatı İsmail Hakkı Atal tarafından yapılan açıklamada Akkuyu’nun sorunlarına şöyle değinildi:
“Öncelikle emperyalist Rusya devletine ait bir nükleer santral Türkiye‘nin bekasını tehdit eden bir milli güvenlik sorunudur. Akkuyu’yu inşa eden Rosatom 1986’da Çernobil‘i patlatan, bütün Avrupa‘yı ve Karadeniz bölgemizi kansere boğan sabıkalı bir şirkettir. Halen Çernobil nükleer santralindeki radyoaktif atıklar 10 binlerce ton betonun altında tutularak radyasyon kontrol edilmeye çalışılırken, emperyalist Rusya Çernobil ve Zaporisya nükleer santrallerine füze atmakta, bütün dünyayı ateşe doğru sürüklemektedir.”
‘Rusya’nın emrinde ve yönetimde olan bir Akkuyu’
Atal, “Rusya, emrinde ve yönetiminde olan Akkuyu nükleeri bir kalkan gibi kullanarak ordularını hep hayali olan sıcak denizlere çevirebilir ve elinde nükleer bomba vazifesi görecek Akkuyu ile Türkiye’yi de işgal etmeye girişebilir” şeklinde yorumda bulundu. Avukat İsmail Hakkı Atal Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nin (NGS) yaratacağı olası sorunları da şöyle sıralandırdı:
Akkuyu sahası aktif olan Kuzey Anadolu Ecemiş fay hattı üzerindedir ve her 10 bin yılda bir yedi şiddetinden büyük yıkıcı deprem geçiren Akkuyu’da son 17 bin yıldır yıkıcı deprem olmadığı için her an nükleer felaket yaratacak deprem olabilir.
Fukushima nükleer faciasının Japonya‘ya maliyeti bir trilyon dolar olup , böyle bir maliyet Türkiye’yi ekonomik ve ekolojik olarak çökertir.
Akkuyu NGS, içinde karstik boşluklar barındıran dayanıksız bir zemin üzerine inşa edilmekte olup zemin betonu üzerine toplam 56 bin ton nükleer reaktör ağırlığı binmeden bu beton kendiliğinden çatlamıştır.
Akkuyu için 15 yıl alım garantisi verilen Rusya’ya 15 yıl boyunca KW saat başına 12,35 cent ödenecek olup, şu anda rüzgar -güneş enerjisi dört cent/kwh fiyattan devlete mal olmaktadır. Akkuyu -Rusya bize elektriği üç kat fazla fiyata satacaktır.
İklim krizi sürecinde, gezegende hiçbir kara parçası güvenli değilken; nükleer santrallerin atık ısı üretimiyle orman yangınlarını tetiklediği ispatlanmıştır
‘Hukuken geçerli bir ÇED raporu da yok’
İsmail Hakkı Atal, Rusya -Akkuyu nükleer santralinin bütün ulusal, ekolojik, jeolojik, ekonomik (gerçekleşeceği neredeyse kesin olan ) risklerinin yanında hukuken geçerli bir ÇED raporu da olmadan inşaatına devam edildiğine vurgu yaparak şu ifadeleri kullandı:
“Akkuyu NGS ‘ye, 1 Aralık 2014’deki ‘ÇED olumlu kararı’ndan sonra mevzuata aykırı bir şekilde 25 Haziran 2015 tarihinde önlisans verilmiştir. Emredici mevzuata göre önlisans sürecinden sonra başlaması gereken ÇED süreci ve raporu, Akkuyu Nükleer Santrali’nde hata yapılarak önlisans aşamasından önce verilmiştir. Böylece EPDK’nin yaptığı bu hata sonrasında 2014 tarihli ÇED raporu hükümsüz hale gelmiştir.”
‘Yeni bir ÇED sürecine başlanmalı’
Yeni bir ÇED sürecine başlanılması ve bu süreç sonlandırılana kadar inşaatın durdurulması gerekmekteyken hukuka aykırı şekilde inşaatın devam ettiğini belirten Atal, son olarak şunları söyledi:
“Bu durumda yukarıdaki mevzuat ışığında Akkuyu nükleer santralinin geçerli bir ÇED raporu ve geçerli bir üretim lisansı olmadığından yeni bir ÇED raporu alınmasına dair açtığımız dava Mersin 2. İdare Mahkemesi tarafından reddedilmiş, bu kararı istinaf talebimiz ise Adana Bölge İdare Mahkemesi tarafından bire karşı iki oyla reddedilmiştir. Ülkemizin ve halkımızın Akkuyu nükleer santrali belasından kurtulabilmesi için ‘ret’ kararını temyiz ettiğimizi kamuoyuna saygıyla duyururuz.”
Etiketler: Akkuyu Nükleer SantraliBENZER HABERLER